Tıbbın özü esasında insan var olduğundan beri hiç değişmedi, fakat son bir kaç yüz yılda fen bilimlerinin ilerlemesi tıp içerisindeki bilimsel bakış açısını haklı olarak kanıt dayalı tıp anlayışı üzerine oturtmak üzerine kurulu oldu. Bu durumun getirdiği önemli avantajlar oldu, özellikle akut dahili hastalıklar ve cerrahi gerektiren durumlarda tıbbın bu alanındaki hem tanı hem tedavi modalitelerine yönelik gelişmeler akut sebeplerle gelişen tıbbi ölüm nedenlerini ciddi ölçüde düşürdü. Fakat kronik hastalıklarda maalesef istenen düzeyde gelişmeler sağlanamadı. Bu alanda erken tanıya yönelik yaklaşımların gelişmesi hastalık etiketlerinin artmasını engelleyemedi. Bugün hala diyabet, obezite, hipertansiyon, otoimmun hastalıklar, aterosklerotik zeminde gelişen kalp ve damar hastalıkları, kanser, allerjik hastalıklar hala en sık görülen lider kronik hastalıklar olmayı sürdürmekte. İşte bugün kronik hastalıklarda çözüme yönelik kesin adımları bütüncül tıp bakış açısı üzerinden fonksiyonel tıp ve integrative tıp uygulamaları ile atmakta sonuca ulaşmaktayız.
Aslında yine insanoğlunun var oluşundan beri dört temel hayati fonksiyonun önemi pek değişmedi.
Uyku hijyeni
Doğru Beslenme
Egzersiz
Stres yönetimi
Hastalıkların oluşumunda bu dört ana dış faktörün iç düzeni bozması sıklıkla esas sebebi oluşturdu. Öte yandan son elli yılda tıp alanında artan bilgi birikiminin sağlık çalışanlarını spesifik dallarda uzmanlaşmaya itmesi de kronik hastalıklar yönünden ele alınması gereken başka bir sorundu. Bu durum uzmanlık dallarının kendi alanları ile ilgili olan hastalıklarda branşların kendileri arasında sağlıklı temas kurarak ahenkli ve verimli bir iletişim halinda çalışmasını zorlaştırdı. Bu da hastadan ziyade hastalığa odaklanmanın başka sebebi oldu.
İşte bu durumda bir hekimin yapacağı en uygun yaklaşım, hipokrattan beri var olan tıp sanatını vücudun bütününe uygulamak kaydı ile vücut arasındaki bağlantıları, etkileşimleri geçmişten gelen kadim bilgiler ile bilimsel veriler eşliğinde değerlendirmek ve hekimlik tecrübesi ile yoğurarak hastasına kronik sorunlarının kök nedenleri hakkında bilgi verip dümeni onun tutmasına destek olup kendisi tecrübeli rehber olarak süreci yönetmeye çalışmak olmalıdır.
Fonksiyonel tıp bu noktada tam merkezde bulunmakta olup, sağlıklı beslenme, uyku hijyeni, kişiye özgü egzersiz planları, stres yönetimini temel alarak çalışıp güncel bilimsel veriler eşliğinde vücudun bütününe odaklanarak temel tıp bilimlerine ağırlıklı odaklanarak klinik bilimler üzerinden kronik hastalıkların yönetimine adanır.